Çamlık Cad. No:1 Fatih Sultan Mehmet Camii Altı Onur market Avm Beylikdüzü/İstanbul

6 Mart 2016 Pazar

KABIZLIK KRONİK KABIZLIK VE TEDAVİSİ.....

Uzun bir yazı ancak bu yazıyı okuyup bilgilenmemiz çok önemli...
Kabızlık ve Tedavisi



YEMYEŞİL AKTAR'ın fotoğrafı. Halk arasında kabızlığı peklik olarak nitelendirenler de var. İsmi ne olursa olsun büyük aptesini yeterli sıklıkta ve miktarda yapamama haline kabızlık deniliyor. Bilirsiniz böyle durumlarda karında şişkinlik ve ağrı duygusu oluşur. Ama tuvalete çıkamayınca bu durum ızdırap halini alır. Eğer kabızlık hiç beklenmedik bir anda olmuş ve uygun bir tedavi sonrası tamamen geçmişse sorun yoktur. Ama kronik halde sürekli kabızlık yaşanıyorsa bu hiç de hafife alınacak bir durum değildir. Tıbbi açıdan kabızlığı tanımlamak da aslında zor. Tıpta da Kabızlık bir hastalık ismi değil, vücudun semptom denilen bir şikayetidir. Dahiliye uzmanlarınca kabızlık, fonksiyonel şikayetler başlığı altında ele alınır.Sindirim sistemi rahatsızlıkları arasında en sık doktora başvuru nedenidir. Kadınlarda üç kat daha sık görülür.
Hangi durumlarda kabızlıktan söz edilebilir?
Bazı insanlar her gün çıkamayınca kabız olduğunu düşünüyor. Halbuki bu yanlıştır. Bağırsak alışkanlıkları kişiden kişiye değişir; günde üç defadan haftada üç defaya kadar çıkmak normal kabul edilir. Ayrıca dışkılama sayısı tek başına kabızlık için yeterli değildir. Kabızlık; sert kıvamda, güçlükle dışkılamak olarak da algılanabilir. Kabızlığı tanımlamakta bu belirizlik nedeniyle bazı kriterler önerilmiştir. Buna göre kabızlık aşağıdaki durumlardan herhangi ikisinin, en az üç ay boyunca devam etmesi demektir.
•Sert kıvamda dışkı,
•Dışkılama sırasında ıkınmak,
•Dışkılama sonrası yeterince boşalmamışlık hissi,
•Haftada iki veya daha az dışkılamak

Belirtileri nelerdir?
•Sert kıvamda, seyrek ve güç dışkılamak
•Kasık bölgelerinde ağrı, nedenini açıklayamadığı huzursuzluk ve sıkıntı
•Karında şişkinlik, gaz
•Dışkılama sırasında ağrı
•Bel ağrısı Kabızlık kişiyi gün boyu huzursuz edip, iş verimini düşürmeye kadar varabilir. Hele bu durum bir birbuçuk yıldan aşkın süre devam ederse o zaman kronik kabızlıktan söz edilmesi gerekir.

Kabızlık nelere sebep olur?
Bağırsaklar kadar kendini yenileyen bir organımız yok diyebiliriz. Bağırsaklarımızda hergün milyonlarca, milyarlarca hücrenin tamir ve onarımı söz konusudur. Bu tamir ve onarım durumu, bağırsağın kendi normal fizyolojik gelişiminde vardır. Ama kabızlık olduğunda bağırsağın bu kendi kendini yenilemesi, tamir ve onarımı mümkün olmuyor. Bağırsak dolu iken bu tamir onarım nasıl olsun? Bağırsak kendini yenileyemediği zaman hastalık riski artıyor. Polip dediğimiz vakalar oluşuyor. Ayrıca sürekli ıkınmaya bağlı olarak anal fissür (makatta çatlak) ve hemoroid (basur) oluşur. İnce ve kalın bağırsağın yapısı bozuluyor. Bağırsak kendi beslenmesini de yapamıyor. Sağlıklı kan alamıyor.
•Kabızlık özellikle kalp yetmezliği ve hipertansiyon gibi hastalıkları da olan yaşlı hastalarda nefes almayı zorlaştırır,
•Kandaki oksijen miktarının azalmasıyla, zihinsel fonksiyonlarda değişikliklere ve unutkanlığa neden olabilir,
•Kabızlık bebek ve çocuklarda daha sıklıkla karın ağrısı yapar,
•İştahsızlık ve beslenme problemlerine neden olur,
•Sindirim sisteminin dengesini bozar,
•Baş ağrısı ve uykusuzluk yapar,
•Sinir sistemini etkiler,
•Vücudu tepeden tırnağa kadar meşgul eder. Çünkü vücut tarafından dışarı atılması gereken bir maddedir ve atılamamıştır. O maddenin dışarı atılması için tüm vücut dikkati oraya toplar. Bunu başaramayınca da sistem zorlanmaya başlar.

Bağırsak çalışmadığı zaman enerji kanalları tıkanıyor. Bağırsaklarda gaz oluyor şişkinlik oluyor. Bağırsak gazlarını çıkartamıyor. Bu sefer tekrar kana emiliyor. Kana emildiği zaman o beyne gidiyor, beyin toksik maddelerle normal sağlıklı görevini yapamıyor. Karaciğere mesaj sağlıksız gidiyor, o enzimleri salgılayamıyor. gidemiyor, karaciğer görevini yapamıyor. Pankreasa mesaj gidemiyor o görevini yapamıyor. Böbreğe sağlıklı mesaj gidemiyor o görevini yapamıyor, otonom sistem olarak vücudun tümünü etkiliyor.
Bağırsaklar iyi çalışırsa ne olur?
•Karaciğer iyi çalışır,
•Tansiyon riski az olur
•Kalp ritmi düzenli olur
•İdrar problemi daha az olur
•Gözler daha parlak olur
•Kulaklar daha iyi duyar.
•Elimizin hassasiyeti daha fazlalaşır.
•Öğrenci dersini daha iyi anlar daha iyi ders çalışır.
•İş verimliliğini artırır.

Bağırsağı iyi çalışan bir şahsın, aynı yaşta, aynı boyda, aynı kilodaki bir kişiye oranla sağlığı daha iyidir. Bu çok önemli artı bir değerdir.
Kalın bağırsaklar nasıl çalışır?
Kabızlığın nasıl olduğunu anlamak için kalın barsağı (bazı yerlerde kalın bağırsak yerine kolon kullanılır.) nasıl çalıştığını anlamak lazım. Kalın barsağın iki görevi vardır:
•Su ve elektrolitlerin emilmesi
•Geri kalan artık maddenin yani dışkının atılıncaya kadar depolanması.

Bu iki görev için de yoğun hareket gerekmediğinden kalın bağırsak hareketleri normalde çok yavaştır. Kalın bağırsak hem su ve minerallerin emilmesinini sağlayan boğumların kasılması ile mikser hareketi yapar, hem de içeriğinin ilerlemesi için kısa itici kasılmaları ve büyük amplitüdlü kaba itici hareketler yapar. Bu kaba hareketler gün içinde sadece bir-üç kez olur, en çok kahvaltıdan sonraki ilk saatte yaklaşık 15 dakika kadar devam eder. Bu hareketlerle dışkı rektuma (kalın barsağın son kısmı) doğru itilir ve dışkılama hissini uyandırır. Kalın bağırsakta dışkıya ileri iten en kuvvetli hareket olan bu kaba hareketler gastrokolik ve duedonokolik reflekslerle harekete geçer (gastro:mide, kolon:kalın bağırsak, duedonum: oniki parmak barsağı). Yemek yedikten sonra kaba hareketlerin oluşması bu reflekslerle olur.Yemek sonrası mide ve duedonum (ince barsağın ilk kısmı)duvarları gerilerek, kalın bağırsak hareketlerini uyarır. Başka bir deyişle yiyecekler yukarıdan ben geliyorum, bana yer aç demektedir. Kaba hareketler kalın bağırsak duvarının irritasyonu (tahriş olması) ile de uyarılabilir. Ülseratif kolitte hemen hemen sürekli devam eden bağırsak hareketlerinin nedeni budur.
Dışkılama refleksi: Dışkı rektuma indiğinde rektum duvarlar gerilir ve dışkılama hissi meydana getirir. Buraya kadar olan olaylar istem dışıdır. Tuvalet eğitimini almış bir kişi, eğer dışkılama için uygun bir ortam yoksa istemli çalışan dış sfinkter kasını kasarak dışkılamayı engeller. Eğer dış sfinkteri kasmaya devam ederse, birkaç dakika sonra dışkılama reflekleri kaybolacaktır. Ortam uygun olduğunda ise dışkılama refleksleri kaybolsa bile derin bir nefes alarak diyaframı aşağı iterek ve karın kaslarını kasarak karın basıncını arttırabilir böylece dışkıyı kalın barsağn son bölmüne iterek yeni refleksleri uarabilir. Bu şekilde oluşan refleksler hiçbir zaman doğal olarak oluşan refleksler kadar güçlü değildir. Bu nedenle sürekli doğal reflekslerini baskılayan kişiler veya doğal bağırsak hareketlerinin yerini alcak müshil ilaçlarını sıklıkla kullanan kişiler ileride ciddi kabızlık çekerler.
Eğer bir kişi, hayatının erken dönemlerinde düzenli tuvalet alışkalnlığ kazanırsa, ki genelde kahvaltıdan sonra gastrokolik ve duedonokolik reflekslerin kalın bağırsakta kaba hareketleri uyardığı zamanda tuvalete giderse, hayatın ileri dönemlerinde gelişebilecek kabızlığı önlemiş olur.
Kabızlığın sebepleri nelerdir?
Kabızlk daha önce de belirttiğimiz gibi bir hastalık değil belirtidir. Birçok hastalık, ilaç ya da bazı durumlar kabızığa sebep olur. Ama kabızlığın en sık nedeni düzensiz beslenme alışkanlıkları sonuc gelişen kabızlık ve çzüm olarak da kabızlık ilaçlarınn uygunsuz kullanılmasıdır. Aşağıda kabızlığın nedenlerinden bazıları sıralanmıştır:
•Diyette lifli beslerin yetersiz olması
•Günlük sıvı alımının yetersiz olması
•Sedanter yaşam, hareketsizlik
•Hareketsiz kalınan uzun seyahatler
•Dışkılama refleksinin sürekli baskılanması
•Hamilelik
•Yaşlanma
•İrritabl bağırsak sendromu (spastik kolon): Kabızlığın en sık nedenlerinden biridir. Altta yatan organik bir rahatsızlık olmamasına rağmen aralıklarla kabızlık ve ishalin görüldüğü, karın, ağrısı, şikinlik, gazın eşlik ettiği, stresle de artan bir hastalktır.
•Laksatiflerin (müshil ilaçlarının)kötüye kullanımı:Laksatiflerin uzun süre kullanılması bağırsak tembelliğine yol açar. Laksatifler zamanla bağırsakladaki sinirlere hasar vererek barsağın kendi doğal kasılmasını önler.
•Bazı ilaçlar: Antiasitler:Alüminyum hidroksit ve kalsiyum karbonat içerenler Antispazmotik ilaçlar Antidepresanlar Demir hapları Antikonvulzan ilaçlar(epilepiside nöbetleri önleyen ilaçlar) Bazı ağrı kesciler(özellikle kodein, morfin gibi opioid analjezikler)
•Bazı hastalıklar: •Nörolojik hastalıklar: Bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır,kabızlığa neden olur.Örneğin:Hichprung hastalığı, Multiple skleroz, Parkinson hastalığ, İnme, omurilik yaralanmaları
•Metabolik ve Endokrin hastalıklar: Diyabet (Şeker hastalığı),Tiroid bezinin yeterli çalışmaması, üremi, hiperkalsemi gibi bazı elektrolit bozuklukları
•Kurşun zehirlenmesi
•Skleroderma ve lupus gibi bağ dokusu hastalıkları
•Bağırsakların mekanik nedenlerden dolayı tıkanması
•İltihabi yapışıklıklar
•Bağırsak kanseri: Kabızlığın nadir sebeplerinden biridir. Özellikle 40 yaş üzeri kişilerde, yakın zamanda başlamış açıklanamayan kabızlık, kilo kaybı, dışkıda kanın eşlik ettiği durumlarda gecikmeden doktora başvurumalıdır.
•Bağırsakların kendi üzerine katlanmas(volvulus)

Kabızlık daha çok kimlerde görülür?
Siz zannedersiniz ki bir tek kendiniz kabızsınızdır. Oysa toplumda kabızlık tahmin edildiğinden daha fazladır. Hele gidin bakın dahiliye servislerine gastroenterologlara müracaat eden kimselerin neredeyse yüz kişide yirmi kişisi kabızlık şişkinlik gaz şikayetiyle baş vurmaktadır. Bir de kadınlar ve çocuklarda erkeklere oranla daha fazla görülür. Kabızlığa modern şehrin hastalığı da derler. Kırsal alanda yaşayan sebze meyve gibi lifli yiyecekler tüketen kişilerde kabızlık çok daha az görülür.
Bizler modern hayatla birlikte beslenme şeklimizi de değiştirmek zorunda kalmış insanlarız. Yine iş yerlerinde hareketsiz ve stres yüklü ortam da sebepler arasındadır.
Az hareket edebiliyoruz. Sinirli, titiz ve hırslı kişiler olup çıkıyoruz. Kabızlık da daha çok böyle kişilerde görülüyor. Sürekli seyahat eden, oturarak veya ayakta meslek icra eden kişilerde, herhangi bir nedenle sürekli olarak büyük aptes ihtiyacının giderilmesini erteleyen kişilerde bu durum daha sık olmaktadır. Doğuştan gelen bazı hastalıklar da bebeklerde inatçı kabızlığa yol açabilir.
Ruhsal değişimlerin en yoğun yaşandığı büyüme ve ergenlik çağı, sindirim sistemine bağlı fonksiyonel şikayetlerin sıklıkla görüldüğü çağdır. Özellikle öğrenime devam eden gençlerde sınav stresinin de eklenmesi geçici fakat sıkıntılı kabızlığa neden olabilir.
Yine multipl skleroz, parkinson hastalığı gibi kas ve sinir sistemini tutan hastalıklar, omurilik travmaları, kurşun zehirlenmesi ve diğer fonksiyonel nedenler bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır, kabızlığa neden olur.
Omurilik yaralanmalarından sonra kalın bağırsağın refleks kontrolü kaybolduğu için inatçı kabızlık görülebilir.
Dışkılama hissinin sürekli baskılanması kabızlığa neden olur. Çocukluktan itibaren tuvalet alışkanlığı kabızlğa sebep olabiliyor. Örneğin, çocuk okulun tuvaletini evindeki kadar temiz bulmuyor. Tiksiniyor ve tuvaletini evine kadar bekletiyor. Yine büyük iş merkezlerinde, nice çarşı binalarında, nice görkemli lüks alış-veriş alış merkezlerinde göze hitap eden yerlerdeki temizlik ve titizlik tuvaletlere gösterilmiyor. Bütün bunlar bağırsağın boşaltım sistemini bozan faktör oluyor.
Oysa, neler yapılabilir? Örneğin okuldaki tuvaletler bilinçli olarak en az evlerimizdeki kadara temiz tutulmalıdır. Buna rağmen yine de genel tuvalete gitmekten tiksinen aşırı hassa çocuklar varsa onlara annesi çişini sabah kahvaltısından sonra evde yapıp öyle okula gidecek şekilde düzen kurmaya çalışabilir. İş yerlerinde ise, birincisi şu kolaycılık bir yana bırakıp, işin sağlık boyutunu da düşünerek, böylesi iş merkezlerinde tuvaletler de en az vitrinler kadar temiz olmalıdır. İkincisi de alafranga tuvalette temas nedeniyle hijyenik bulmayanlar için alaturka tuvaletler de bulunmalı. Tabi ki, kilolu sorunu, bel fıtığı, dizinde kireçlenme vs gibi sorunu olanlar için de alafranga tuvaletler olmalıdır. Ama en önemlisi her iki tuvalet de en az vitrinler kadar temiz ve bakımlı olmalıdır. Buna rağmen kimi insan, iş yerinde olsun, böylesi alış veriş merkezinde olsun tuvalete gitmek istemiyor. Tuvaletini evinde yapmak üzere erteliyor. Bu da bağırsağı tembelleştiriyor, duyarsızlaştırıyor.
Beslenme alışkanlığı çok önemli
Sağlıksız beslenme deyince aklınıza eğer et, süt, tereyağı, bal, kaymak yiyememe geliyorsa yanılıyorsunuz. Sağlıksız beslenme vücudun ihtiyacı olan gıdayı zamanında ve yeteri kadar alamama demektir. Örnek verelim, bulgur pilavını yemeyen insan sağlıksız besleniyor demektir. Çünkü bulgurda bağırsakların çalışmasına yardımcı olacak sellülozik madde vardır. Ama çok insan bulgur yemez. Yine örneğin, hayatımıza ekmek arası bir düzen girdi. Yarım ekmek döner, hamburger, dürüm vs gibi Sulu yemekler alışkanlığı neredeyse yok olacak. Hepsinden önemlisi sofrada yemek yerine ayak üstü çabuk çabuk bir şeyler tıkınıp sadece karın doyurmak mantığı. Diyetimizdeki liflerin yeteri kadar olması gerekir, çünkü lifler emilmeyip su çekerek dışkı hacminin oluşmasına, ve dışkının yumuşamasını sağlar. Kepek, lifin en önemli kaynağıdır. Ayrıca meyve ve sebzelerde de bol miktarda lif bulunur. Ayrıca bol su, meyve suyu, ayran için. Kafein içeren kola ve kahve gibi içecekler dışkıdaki su miktarını azalttığı için mümkün oldukça az alınmalıdır.
Ne zaman doktora başvurmalıyım?
Uzun süre kabızlık çekiyorsanız ve sadece kabızlık ilaçları ile tuvalete çıkabiliyoranız bu kısır döngünün kırılması, kabızlığa neden olabilecek bir hastalık varsa bunun araştırılması için doktora gitmelisiniz. Özellikle 40 yaşın üstünde olup yakın zamanda başlamış, nedeni açıklanamayan kabızlık ve kilo kaybı varsa, Dışkılama ile birlikte kan gelirse, Çabuk yorulma, halsizlik, soğuğa karşı toleranssızlık, ses kalınlaşması gibi şikayetleriniz varsa(guatr bezinin az çalışması neden olabilir) Şiddetli karın ağrısı, kusma varsa, Ayrıca ıkınmaya bağlı olarak makatta çatlak, yarık ya da basur varsa doktora başvurun.
Tedavi...
Bağırsak hareketlerinin yeniden düzenlenmesi için yapabileceğiniz en önemli üç şey:
•BOL SU İÇMEK
•BOL LİFLİ GIDA ALMAK
•EGZERSİZ YAPMAK

YEMYEŞİL AKTAR'ın fotoğrafı.
Hafif kabızlığı olan birçok hasta yukardaki değişikliklerle tedavi olabilir. Buna cevap vermeyen hastalarda ek olarak bazı kabızlık ilaçları doktor kontrolünde geçici süre kullanılabilir. Kabızlık için kullanılan çeşitli ilaçlar vardır:
•Kitle oluşturucu laksatifler: Bu gruptaki ilaçlar sindirilmeyen bitkisel kaynaklı maddelerdir. Bu maddeler su tutarak şişer ve kitle etkisi oluştururlar. Diğer laksatfilere göre daha az bağımlılık oluşturduğu için daha güvenlidirler. Psylium, Kalsiyum polikarbofil, kepek, agar bu gruba aittir.
•Ozmotik etkili laksatifler:Bu gruptaki ilaçlar sünger gibi su çekerek etki gösterirler. Etkileri daha çabuk başlar. Sorbitol, lakloz, mannitol, magnezyum ve sodyum içeren bileşikler bu gruptandır.
•Stimulan laksatifler: Bu ilaçlar bağırsakta ritmik kasılma sağlarlar. Ayrıca bağırsak yüzeyi üzerinde tahriş edici etkisi vardır.Bu ilaçların uzun süre kullanılması bağırsak sinirlerinde zedelenmeye yol açabilir. Bisakodil, laktuloz,hint yağı bu gruptandır.
•Yumuşatıcı laksatifler:kalın bağırsaktaki dışkıyı ve bağırsak yüzeyini yumuşatarak ve yüzey gerilimini azalarak etki ederler. Sıvı vazelin, sıvı yağlar, gliserin, dokuzat sodyum bu gruptandır.

Hamilelik ve Kabızlık
Hamilelik süresinde anne vücudunda bir takım hormonal değişiklikler olmaktadır. Bu hormonların bazıları sindirim sistemini de etkilemekte, mide, ince bağırsak ve kalın bağırsak da dahil olmak üzere tüm sindirim sisteminin hareketi azalmaktadır. Bu nedenle hamileliğin başlangıcından itibaren artan bir şekilde kabızlık görülür.Hamileliğin ilerlemesi ile büyüyen bebek ve rahim, karın içinde daha fazla yer kaplar ve özellikle kalın bağırsağın son kısmı üzerinde baskı olur. Bu durum da büyük aptesti zorlaştırır. Hamilelikte ve doğum sonrası emzirme problemlerinde akupunktur tedavisi çok yararlıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder