Çamlık Cad. No:1 Fatih Sultan Mehmet Camii Altı Onur market Avm Beylikdüzü/İstanbul

1 Mayıs 2017 Pazartesi

Göbek Nasıl Erir? Göbek Yağlarını Eritmek İçin 10 Öneri



Göbek yağları genellikle erkek tipi kilo almayla özdeşleştirilir ancak göbek bölgesi ve bel çevresi hem erkek hem de kadınlar için kilo kaybedilmesi en zor bölgelerin başında gelir.



  • 1157
    Paylaş
  • SUMOMEGöbek yağları genellikle erkek tipi kilo almayla özdeşleştirilir ancak göbek bölgesi ve bel çevresi hem erkek hem de kadınlar için kilo kaybedilmesi en zor bölgelerin başında gelir.
Göbek yağlarından kurtulmak sadece daha güzel görünen bir beden için değil daha sağlıklı olmak için de son derece önemli. Çünkü organları saran bu yağlar kalp hastalıkları ve tip 2 diyabetin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. İlerleyen yaşlarda metabolizma yavaşladığını için göbek yağlarından kurtulmak daha da zorlaşıyor.

Göbek yağlarını eritmek için genel kanı karın kaslarını çalıştıran egzersizleri daha çok yapmak olsa da aslında bunun bir faydası yok çünkü bölgesel egzersizler sadece kasları çalıştırıyor, onları kaplayan yağ tabakasına bir etkisi bulunmuyor.
Peki, göbek nasıl erir? Ve inatçı yağlardan nasıl kurtulabiliriz? İşte göbeğinizi eritmek için kullanabileceğiniz, sonuçları araştırmalara dayanan 10 öneri.

Göbek Yağlarını Eritmek İçin 10 Öneri

1 – Şekerden Vazgeçin

Yemeklere, içeceklere sonradan eklenen şekeri göbek yağlarınıza eklenen yeni bir parça gibi düşünebilirsiniz. Vücudumuzun sebze ve meyvelerin içerdiği şeker dışında şekere ihtiyacı yok. Pasta, kek, bisküvi, pastane işleri, çayı, kahveyi şekerli içmek, şekerli gazlı içecekler, şekerli meyve suları ve daha pek çok ürünün içerdiği şeker tamamen boş kalori ve daha fazla yağlanmanıza neden oluyor.
Özellikle hazır gıdalarda bulunan früktoz sadece karaciğer tarafından işlenebiliyor ve çok şeker tüketiyorsanız karaciğer bir süre sonra fazla früktozla baş edemeyerek bunu yağa dönüştürüyor. Bu durumun yarattığı fazla kilolar bir yana tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının önü açılıyor (1,2).

2  – Ambalajlı İçecekler İçmeyin

Marketlerde gördüğümüz ve genellikle etiketlerinde “%100 Doğal” yazan meyve suları sonradan eklemiş şeker içerir. Kola ve diğer gazlı içeceklerin ne kadar şekerli olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Ayrıca sporcu içeceği olarak satılan ürünler ve enerji içecekleri de şeker içerir. Eğer göbeğinizi eritmek istiyorsanız bu içeceklerden uzak durun.
Ambalajında “O kalori, Şeker İçermez, Diyet” yazan ürünlerden içmeyi planlıyorsanız bir kötü haber de onlar için vereyim. Bu tip içecekler genellikle aspartam, sakarin gibi yapay tatlandırıcılar içerir. Bu yapay tatlandırıcılar belki kullanıldıkları içeceğin 0 kalori olmasını sağlayabilir ancak pek çok yan etkisi vardır. Migren, çarpıntı, depresyon, beyin kanseri, mide bulantısı, kusma, görme bozuklukları bu yan etkilerden sadece bir kaç tanesi (3).
Tüm bunlara ek olarak diyet içeceklerin kilo vermeye etkisi üzerine yapılan araştırmalar bu içeceklerin düşünülenin tam aksi yönde bir etki yarattığını söylüyor. Örneğin 3682 yetişkinin katılımıyla yapılan bir çalışmada haftada 21 kutu diyet içecek tüketenlerin kilo alma ve obeziteye yakalanma risklerinin bu içecekleri tüketmeyenlere oranla 2 kat daha fazla olduğu belirlenmiş (4).

3 – Daha Çok Protein Tüketin

Konu kilo vermek olunca protein en önemli besin öğesidir. Bunun başlıca nedenleri tokluk hissini %60 oranında uzatarak günde ortalama 441 kalori daha az alınmasını sağlaması ve metabolizmayı hızlandırarak günde 80-100 kalori daha fazla yakılmasını sağlamasıdır (5,6,7).
Göbek yağlarını eritmek istiyorsanız karbonhidrat ağırlıklı beslenme yerine daha çok protein içeren bir beslenme programına geçmek atacağınız en önemli adım olacaktır. Protein ağırlıklı beslenme sadece göbeği eritmekle kalmaz aynı zamanda bu bölgenin tekrar yağlanması riskini de azaltır (8).
Protein ağırlıklı beslenmenin sadece genel olarak kilo vermeyi sağlamadığı aynı zamanda direkt olarak göbek yağlarını erittiği yönünde bazı araştırma sonuçları da bulunmaktadır (9).
Kaliteli protein kaynakları olarak bilenen doğal yumurtayı, balık, deniz ürünleri, az yağlı kırmızı et, kümes hayvanları ve süt ürünlerini daha fazla tüketerek göbeğinizi eritebilirsiniz. Tabii bu beslenme şeklini sürekli uygulamak koşuluyla.
4 – Karbonhidratı Azaltın
Tükettiğiniz gıdalardan aldığınız karbonhidratı kontrol altında tutabilirseniz çok daha kolay kilo verirsiniz. Karbonhidratın azalmasıyla birlikte iştahınız da azalır ve daha az kalori alırsınız. Bu konuda yapılan araştırmalarda diyet yaparken yağı azaltmak yerine karbonhidratı azaltanların 2-3 kat daha fazla kilo kaybettikleri sonucu elde edilmiştir (10).
Ayrıca karbonhidratın sınırlandırıldığı diyet programları kilo vermenizi kolaylaştırmanın yanı sıra özellikle göbek bölgesindeki yağlardan daha çabuk kurtulmanıza yardımcı olabilir.

5 – Daha Çok Besin Lifi Tüketin

Bitkisel gıdaların sindirilemeyen kısımları olan lif gıdaların mideden bağırsaklara geçişini yavaşlatarak besinlerde bulunan vitamin ve minerallerin vücut tarafından emilmesi için zaman yaratır. Sindirim süreci yavaşladıkça yemeklerden sonra yaşanan tokluk hissi uzar, iştahınız azalır ve öğünler arası bir şeyler yemek zorunda kalmazsınız.
Bir araştırmaya göre 1 gün içerisinde 14 gram daha fazla besin lifi (3 orta boy kabuklu elma) alarak hiç diyet yapmadan 4 ayda 2 kilo verebilirsiniz. Hiç diyet yapmadan senede 6 kilo vermek bence oldukça iyi (11).
Bir diğer araştırmaya göreyse her gün 10 gram daha fazla besin lifi almak göbek bölgesindeki yağlarda %3.7 oranında azalma sağlıyor (12).

6 – Daha Çok Hareket Edin

Sadece karın bölgesini hedefleyen egzersizler yerine vücut genelindeki kasları çalıştıran egzersizleri seçin. Sadece mekik çekerek göbek yağlarını eritemeyeceğinizi, göbek ve diğer bölgelerde bulunan yağların eşit oranda yakıldığını, egzersizle bölgesel zayıflama diye bir şey olmadığını unutmayın.
Egzersizin kilo vermeye etkisi üzerine yapılan pek çok araştırmanın ortak sonucu aynı “düzenli egzersiz daha kolay ve kalıcı kilo vermenizi sağlar” (13). Nabzınızı ne kadar süre yüksek tutarsanız vücudunuz o kadar çok yağ yakar ve göbeğiniz o kadar kolay erir.
Tabii her egzersiz programı herkes için uygun olmayabilir. Örneğin herhangi bir kalp rahatsızlığınız varsa doktorunuz kardiyo egzersizlerinden ziyade yürüme, yüzme gibi hafif ve orta dereceli egzersizler önerecektir. Bir spor salonuna gidiyorsanız orada bulunan uzmanlara sizin için uygun bir egzersiz programı hazırlamalarını isteyebilirsiniz.

7 – Ne Yediğinizi ve Ne Kadar Yediğinizi Not Alın

Günün koşuşturması içinde bazen ne yediğimizi unutuyoruz ve akşam eve gelip kalori hesabı yapmaya çalıştığımızda bazı atıştırmalıklar tamamen aklımızdan çıkabiliyor. Bunu önlemek için bir diyet defteri tutmak en iyi çözüm.
Bu defter sayesinde hem ne yediğinizi, kaç kalori aldığınızı net olarak görebilir hem de diyetinizden istediğiniz sonuçları alamıyorsanız neleri düzeltmeniz gerektiği konusunda bir fikir sahibi olabilirsiniz.

8 – Aldığınız Gıdaların Etiketlerini Okuyun

Bazen bunu yapmak biraz zor olabilir çünkü bazı ürünlerin etiketinde bulunan içindekiler ve besin öğeleri bölümü “normal” bir gözle okunamayacak küçük oluyor. Eğer etiketini okuyamıyorsanız o gıdayı almamak en iyisi. Ürünün kalori değerlerini okurken dikkatli olun çünkü ambalajda yer alan kalori miktarı genellikle o ürünün 100 gramının içerdiği enerjiyi gösterir.
Örneğin 250 gramlık paketlenmiş fındığın kalori bölümünde “628 kalori” yazıyorsa o paketin tamamı genellikle 1570 kaloridir. Üzerine yine okunmayacak kadar küçük “100 gramında” diye yazıyorlar ama okumak gerçekten zor.
Ayrıca paketlenmiş gıdanın ambalajındaki içindekiler bölümünde direkt olarak “şeker” yazmıyorsa bu şeker içermediği anlamına gelmez. Etikette fruktoz, laktoz, mısır şurubu, şekerkamışı suyu yazıyorsa bunlar sonradan eklenen şeker anlamına gelmektedir.

9 – Salatalarınızda Sirke Kullanın

Sirkenin kilo vermeye etkisi üzerine Japonya’da yapılan bir araştırmaya göre günde 1-2 yemek kaşığı sirke tüketmek vücudun yağ oranını düşürüyor (14). Sirke aynı zamanda yemeklerden sonra yaşanan kan şekeri dalgalanmalarının da önüne geçerek tokluk hissini uzatıyor (15,16).

10 – Uykunuzu Düzenleyin

Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre günde 6 saatten az ve 8 saatten fazla yada düzensiz uyuyanların bel bölgesinde ve iç organları çevresinde yağlanma oranı düzenli olarak uyuyanlara göre daha fazla (17).
Sonuç olarak kilo vermek için yapmanız gerekenlerle göbeğinizi eritmek için yapmanız gerekenler farklı değil. Karbonhidratı proteinle değiştirip ambalajlı gıdalardan uzak durmak, gıdalardan aldığınız kalorinin harcadığınız kaloriden az olmasını sağlamak, haftada 150-200 dakika egzersiz yapmak ve bunları alışkanlık haline getirebilmek bir süre sonra o inatçı yağların inadını kıracaktır. 
Kaynak; iyigelen yiyecekler.com 

2 Nisan 2017 Pazar

AŞIRI KİLO KANSERİ TETİKLİYOR....


Bel çevresindeki her 10 cm genişleme ve kilomuzdaki her 5 kg artışın Vücut Kitle İndeksi’nde (VKİ) 5 birim artışa neden olduğunu belirten uzmanlar, bu artışın çeşitli kanser türlerine davetiye çıkardığını söyledi. 

Uzmanlar, “Yaşam tarzınızda değişiklik yaparak kanser ve kalp hastalıkları, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklara dur denebileceğine dikkat çekerek, dengeli ve kaliteli beslenin, düzenli egzersiz yapın, sigara ve alkolü azaltın/bırakın” tavsiyesinde bulunuyor.


Doç.Dr. Defne Kaya, vücut yağ oranının fazlalığı ile çoğunluğu sindirim ve hormonal sistemi ilgilendiren 12 çeşit kanser arasında ilişki bulunduğunu söyledi. Doç.Dr. Defne Kaya, bu kanser türlerini şöyle sıraladı:
“Pankreas, böbrek, yumurtalık, safra yolu, özefagus, kolon ve rektum (kalın bağırsağın makata yakın olan ilk 12 cm olan bölümü), mide, kemik iliği (multiple myelom: fazla hayvansal yağ tüketenlerde ve obezlerde daha sık görülür), akciğer, meme ve rahim kanseri.”
VÜCUT KİTLE İNDEKSİNİZİ HESAPLAYIN
İlk yapacağımız şeyin vücut kütle indeksimizi (VKİ) hesaplamak olduğunu ifade eden Kaya, “Vücut ağırlığımızın boyumuzun karesine bölünmesi ile elde edilen VKİnin normal sınırlarda olup olmadığını kontrol etmeliyiz. 
İdeal VKİ: 
19-24 yaş için 19-24; 
25-34 yaş için 20-25; 
35-44 yaş için 21-26; 
45-65 yaş için 22-27; 
      65 ve üzeri 24-29    aralığında olmalıdır” dedi.
BEL ÇEVRESİNDEKİ YAĞLANMA RİSK OLUŞTURUYOR
Vücuttaki toplam yağ miktarının önemli oduğunu belirten Doç.Dr. Defne Kaya, bel çevresindeki yağlanmanın önemli sağlık sorunlarına davetiye çıkarabileceğini belirterek “Bununla beraber yağın nerede biriktiğini bilmek daha önemlidir. 
Karın çevresinde gerçekleşen yağ birikimi, vücudun diğer bölgelerinde (kalça, basen) olan yağ birikiminden daha fazla sağlık risklerine neden olur. Bu nedenle bel çevresinin tek başına ölçümü ya da bel/kalça çevre oranı bize bazı hastalık durumları için önemli bilgiler verir. 
Bel çevresi özellikle erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm’i geçmemelidir. 
Bel/kalça çevre oranı ise, şişmanlığa bağlı kronik hastalıkların görülme riskinin değerlendirilmesi açısından önemlidir. 
Bu oran cinsiyete göre farklılıklar göstermektedir. Bel/kalça çevre oranı erkeklerde 1.0, kadınlarda 0.8’in üzerine çıkmamalıdır” diye konuştu.
VÜCUT KİTLE İNDEKSİNDEKİ 5 BİRİM ARTIŞ KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR...
Doç. Dr. Defne Kaya, VKİ’deki her 5 birim artışın aşağıdaki sonuçları doğurabileceğini ifade etti. İşte o sonuçlar:
Kolon kanserine (erkeklerde) (%9 risk artışı)
Rektum kanserine (erkeklerde)
Özefagus kanserine
Pankreas kanserine
Böbrek kanserine
Rahim kanserine (menapoz öncesi kadınlarda)
Kemik iliği kanseri (multiple myeloma) – a type of bone marrow cancer
Üç farklı safra yolu kanseri: Safrakesesi, karaciğer dışı safra yolları ve vater kabarcığı (pankreastan gelen kanalla öd kanalının oniki-parmak bağırsağına açıldıkları yerde bağırsak duvarının genişlemesiyle meydana gelmiş olan bir kabarcık) (%56 risk artışı)
Hem vücut yağ oranında ve kiloda artış hem de bel/kalça oranındaki 0.1’lik artış, menapoza giren ve hormon replasman tedavisi görmeyen kadınlarda, meme kanseri görülme riskini %11, rahim kanseri görülme riskini %21 artırmaktadır.”
KALBİNİZİ VE KASLARINIZI GÜÇLENDİRECEK PROGRAM UYGULAYIN
Tüm bu bilimsel verilerin vücut yağ oranımızı ve bel/kalça oranımızı azaltmamız gerektiğini işaret ettiğini belirten Doç.Dr. Defne Kaya, “Vücudunuzu sağlığa kavuşturmak istiyorsanız hem kalbinizi hem de kaslarınızı çalıştıracak bir program uygulamalısınız. Kalp atım hızınızı artırmak tek başına yeterli olmaz, mutlaka kaslarınızı da kuvvetlendirme antrenmanınıza eklemelisiniz ki yağ yakmanız hızlansın” diye konuştu.
Doç. Dr. Defne Kaya, antrenman program seçeneklerini de şöyle sıraladı:
"Haftada en az 150 dakika orta şiddette aerobik aktivite ve haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizleri.
Haftada en az 75 dakika yüksek şiddette aerobik aktivite ve haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizleri.
Orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersizleri karıştırabilirsiniz: Haftada iki gün 30 dakika koşup diğer günler hızlı yürüyüş yapabilirsiniz. Yine haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizi yapmanız şart.
Birkaç aerobik egzersiz önerisi de vermek isterim: Hızlı yürüyüş, yüzme, koşu, bisiklete binmek, tenis, doğa yürüyüşleri ve tırmanma, basketbol, voleybol, futbol."
Yaşam tarzında değişiklik yaparak tüm bu kanser çeşitlerine ve kalp hastalıkları, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklara dur demenin mümkün olabileceğini vurgulayan Doç.Dr. Defne Kaya, “Dengeli ve kaliteli beslenin, düzenli egzersiz yapın, sigara ve alkolü azaltın/bırakın” tavsiyesinde bulundu.
KALBİNİZİ VE KASLARINIZI GÜÇLENDİRECEK PROGRAM UYGULAYIN
Tüm bu bilimsel verilerin vücut yağ oranımızı ve bel/kalça oranımızı azaltmamız gerektiğini işaret ettiğini belirten Doç.Dr. Defne Kaya, “Vücudunuzu sağlığa kavuşturmak istiyorsanız hem kalbinizi hem de kaslarınızı çalıştıracak bir program uygulamalısınız. Kalp atım hızınızı artırmak tek başına yeterli olmaz, mutlaka kaslarınızı da kuvvetlendirme antrenmanınıza eklemelisiniz ki yağ yakmanız hızlansın” diye konuştu.
Doç. Dr. Defne Kaya, antrenman program seçeneklerini de şöyle sıraladı:
"Haftada en az 150 dakika orta şiddette aerobik aktivite ve haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizleri.
Haftada en az 75 dakika yüksek şiddette aerobik aktivite ve haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizleri.
Orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersizleri karıştırabilirsiniz: Haftada iki gün 30 dakika koşup diğer günler hızlı yürüyüş yapabilirsiniz. Yine haftada 2-3 gün büyük kas gruplarına yönelik kuvvetlendirme egzersizi yapmanız şart.
Birkaç aerobik egzersiz önerisi de vermek isterim: Hızlı yürüyüş, yüzme, koşu, bisiklete binmek, tenis, doğa yürüyüşleri ve tırmanma, basketbol, voleybol, futbol."
Yaşam tarzında değişiklik yaparak tüm bu kanser çeşitlerine ve kalp hastalıkları, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklara dur demenin mümkün olabileceğini vurgulayan Doç.Dr. Defne Kaya, “Dengeli ve kaliteli beslenin, düzenli egzersiz yapın, sigara ve alkolü azaltın/bırakın” tavsiyesinde bulundu.


DÜNYA KANSER HAFTASI 1 - 7 Nisan .......

Çağımızın hastalığı olan Kanser gittikçe yayılıyor...

Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan ve stres, hazır gıdalar sigara ve yanlış beslenme sorunalrından ortaya çıkma riskinin fazla olmasıyla insan vücudunda farklı yerlerde oluşan Kanser Hastalığı dünyada 1 numaralı ölümcül rahatsızlık olarak kabul edilir.  
Günümüzde kullandığımız bazı ürünler ve eşyalar kanser hücrelerini vücudumuza gizlice davet eder.

Kanser Haftası Ne Zaman Kutlanır?

 Bu rahatsızlığın anlatılması ve uyarılarda bulunulması için her yıl 29 Mart’tan başlamak üzere bir hafta boyunca “kanser haftası ” olarak etkinlikler düzenlenir. 
 Bir hafta boyunca hastalığın nedenleri, tedavi süreçleri ve hastanın bu rahatsızlığı yaşarken olması gereken moral düzeyinin anlatılacağı ve  gösterileceği bu hafta kanser haftası olarak bilinir. 
Son yıllarda kanser rahatsılığı sebebiyle milyonlarc kişi hayata veda ederlen Kanserin oluşmamsı için geekli tüm detayların bilgilendirildiği haftadır. 
KANSER NEDİR?
Vücudumuzda tüm organlar hücrelerden oluşur. Hücreler vücudumuzun en küçük yapıtaşlarıdır ve ancak mikroskopla görülebilirler.
Sağlıklı vücut hücreleri (kas ve sinir hücreleri hariç) bölünebilme yeteneğine sahiptirler. 
Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların (vücut içi ve dışındaki) onarılması amacıyla bu yeteneklerini  kullanırlar. Fakat bu yetenekleri de sınırlıdır. Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar bölüneceğini bilir.
Buna karşın kanser hücreleri, bu  bilinci kaybeder,  kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri birikerek tümörleri (kitleleri) oluştururlar, tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler yada tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan yada lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. 
Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
Kanserler oluşmaya başladıkları organ ve mikroskop altındaki görünüşlerine göre sınıflandırılırlar. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyürler, farklı yayılma biçimleri gösterirler ve farklı tedavilere cevap verirler. Bu nedenle kanser hastalarının tedavisinde, var olan kanser türüne göre farklı tedaviler uygulanır.
Kanser hücreleriyle (pembe), lenfositlerin (sarı) savaşı.

Kanserin Nedenleri ?

Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. Kanser hastalığı için iki grup risk faktörü vardır. Kanser için risk faktörleri yaşam şekillerine, yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. Bir başka risk grubu ise çevresel faktörlerdir.
- Sigara alkol kullanımı,
- Uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma,
- Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma,
- Bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest v.b.)
- Bazı virüsler
- Hava kirliliği
- Radyasyona maruz kalma,
- Kötü beslenme alışkanlığı
Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir. Hatta bazen hiç belirti ve bulgu vermeden kontrol muayenelerinde kanser tanısı konulabilir.
Aşağıdaki belirtilere dikkat edin:     
- Normal olmayan bir kanama veya akıntı   
- Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan şişlik ve sertlikler    
- İyileşmeyen yaralar    
- Uzun süreli ses kısıklığı ve öksürük   
- Yutkunma güçlüğü ve hazımsızlık    
- Ben ve siğillerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişikliği, yara…    
- Büyük ve küçük abdest yapmakta ki değişiklikler
Bu değişiklikler görüldüğünde bir hekime başvurmayı ihmal etmeyiniz….

EN SIK GÖRÜLEN KANSER TİPLERİ     

- Meme kanseri    
- Akciğer kanseri    
- Prostat kanseri   
- Mide kanseri    
- Kalın barsak kanseri
- Rahim ağzı kanseri

KENDİ  KENDİNİZİN BEKÇİSİ OLUN
Önce kanserden korkmamayı öğrenmeliyiz. Korku doktora gitmeyi önler ve hastalığın iyileştirilmesini engeller. Hastalık belirtilerini yorumlamak yalnızca doktorların görevidir. Kanserin belirtilerini bilmek bu belirtilerin herhangi birini hissettiğimizde derhal doktora başvurmak şarttır. Hiç rahatsızlık duymasak da yılda bir kez mutlaka genel kontrolden geçmeliyiz. Kanserin iyileştirilir bir hastalık olduğunu unutmamalıyız. İyileşme oranı kanserin erken teşhisi ile doğru orantılıdır.
1.Akciğer Kanseri;
- Uzun süre devam eden öksürük
- Öksürürken kan gelmesi
- Nefes darlığı
- Akciğer kanserini önlemek için sigarayı bırakın ve sigara içilen kapalı ortamlardan kaçının.
2.Cilt Kanseri;
- İyileşmeyen yara
- Ben ve siğillerde şekil, renk değişikliği
- Ani oluşan ben ve siğiller
- Tehlikeli saatlerde güneşlenmeyin, mutlaka yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanın.
3.Meme Kanseri;
- Memede ele gelen sertlik
- Meme başında içeri doğru çekilme
- Meme başında akıntı
- Meme şeklinde ki değişiklikler
Aylık olarak kendi kendinize meme muayenesi yapın, düzenli olarak mutlaka doktora gidin.
4.Ağız Kanseri;
Düzenli muayene ile diş hekiminiz ve doktorunuz ağız kanserini saptar
5.Rahim Kanseri;
- Menopozdan sonra olan kanamalar
- Nedeni belli olmayan vaginal akıntılar
- Bir aydan fazla devam eden adet kanaması, düzensizlikler veya anormal kanamalar
- Karında şişlik
Düzenli olarak PAP smear testi yaptırın ve pelvik muayene olun.
6.Kolon Kanseri; 
- Makattan gelen kanama ve dışkılama alışkanlıklarının değişmesi
- Karın ağrısı
- Karında kitle
- Kilo kaybı
Sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edin. Az yağlı, bol lifli (sebze, meyve, kepekli unla yapılmış yiyecekler) besinleri tercih edin. 
7.Prostat Kanseri;   
- Sık sık (özellikle geceleri) idrara kalkma
- Kesik kesik, ağrılı ve sızılı idrar yapma
- İdrar kesesini tam boşaltamama hissi
- İdrar tutmada güçlük
- İdrar akış gücünde azalma
Hiçbir şikayeti olmasa da 45 yaş üzerinde her erkek, senede bir defa, PSA (prostat spesifik antijen) kan testi yaptırmalıdır. 

KANSERDE ERKEN TANI
- Tedavi şansını artırır
- Tedaviyi kolaylaştırır
- Tedavi giderlerini azaltır
- Doku ve organ kaybını önler
- Sakatlık bırakmaz
HAYAT KURTARIR
Günümüzde, milyonlarca insan kanserli yada kanseri tedavi edilmiş olarak yaşamaktadır. Kanser tanısı ne kadar erken konursa, tedavisi o kadar erken başlar ve kanser tedavisi ne kadar erken başlarsa tedavinin başarıya ulaşma şansı da o kadar yüksek olur. 

Kaynak;  Yük.Bio.Olcay Irmak